NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
حَدَّثَنَا
أَحْمَدُ
بْنُ صَالِحٍ
حَدَّثَنَا
عَبْدُ
الْرَّزَّاقِ
عَنْ
مَعْمَرٍ عَنْ
الزُّهْرِيِّ
عَنْ سَعِيدِ
بْنِ الْمُسَيِّبِ
عَنْ أَبِيهِ
عَنْ جَدِّهِ
أَنَّ النَّبِيَّ
صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
قَالَ لَهُ
مَا اسْمُكَ
قَالَ حَزْنٌ
قَالَ أَنْتَ
سَهْلٌ قَالَ
لَا
السَّهْلُ
يُوطَأُ وَيُمْتَهَنُ
قَالَ
سَعِيدٌ
فَظَنَنْتُ
أَنَّهُ
سَيُصِيبُنَا
بَعْدَهُ
حُزُونَةٌ
قَالَ
أَبُو دَاوُد
وَغَيَّرَ
النَّبِيُّ صَلَّى
اللَّهُ عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
اسْمَ
الْعَاصِ
وَعَزِيزٍ
وَعَتَلَةَ
وَشَيْطَانٍ
وَالْحَكَمِ
وَغُرَابٍ
وَحُبَابٍ
وَشِهَابٍ
فَسَمَّاهُ هِشَامًا
وَسَمَّى
حَرْبًا
سَلْمًا
وَسَمَّى
الْمُضْطَجِعَ
الْمُنْبَعِثَ
وَأَرْضًا
تُسَمَّى
عَفِرَةَ
سَمَّاهَا
خَضِرَةَ
وَشَعْبَ
الضَّلَالَةِ
سَمَّاهُ
شَعْبَ
الْهُدَى
وَبَنُو
الزِّنْيَةِ
سَمَّاهُمْ
بَنِي
الرِّشْدَةِ
وَسَمَّى
بَنِي
مُغْوِيَةَ
بَنِي
رِشْدَةَ قَالَ
أَبُو دَاوُد
تَرَكْتُ
أَسَانِيدَهَا
لِلِاخْتِصَارِ
(Said
İbn el-Müseyyeb'in) babasından (rivayet edildiğine göre, Bir gün) Nebi (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) Ona: Adın nedir? diye sormuş (O da:) Hazn'dır demiş. (Hz.
Nebi de): (Bundan sonra ) sen Sehl'sin, buyurmuş. (Hz, Hazn ise babasının
verdiği ismin değiştirilmesine razı olmayarak); Hayır olmaz. (Çünkü) Sehl
(ova), ayaklar altında çiğnenir ve horlanır cevabını vermiş, (Bu hadisin
ravisi) Said dedi ki: (Dedem Hazn, Hz. Nebi'in bu teklifini kabul etmeyince:)
"Artık bundan sonra bize (devamlı olarak) üzüntü isabet edecek
zannetmiştim."
Ebu Davud dedi ki: Nebi
(s.a.v.) "el-As" "Aziz", "Atle", "Şeytan",
"Elhakem", "Ğurab", "Hubab", "Şihab"
isimlerini "Hişam" ismiyle değiştirdi.
"Harb" ismini
"Selm" ismiyle, "Elmuzdacı" ismini "Elmünbeis" ismiyle,
değiştirdi. "Afim" adıyla anılan araziye "Hadıra" ismini
vermiş, "Şa'b edrDalale" ismini "Şa'b el-Hudâ" ismiyle
"Benüzzinye" ismini "Benurrişde" ismiyle
"Benülmuğviye" ismini de (yine) "Benürrişde" ismiyle
değiştirmiştir.
Ebu Davud dedi ki:
Kısaltmak gayesiyle bu rivayetlerin senetlerini terk ettim.
İzah:
Buhâri, edeb
Bilindiği gibi
"Hazn" düşünce, üzüntü, keder anlamına gelir. Şeni ise, kolay,
yumuşak ve ova manalarına gelir. Bu bakımdan. Hz. Nebi, Hz. Müseyyeb'e üzüntü
ifade eden bu ismi kolaylık ve yumuşaklık ifâde eden "Sehl" ismiyle
değiştirmeyi emretmiştir. Hz. Müseyyeb de Hz. Nebiin bu emrinin far-ziyyet
ifade etmeyip bir tavsiye mahiyetinde olduğunu anladığı için, Sehl ismini alan
kimsenin bu ismin taşıdığı manadan dolayı hafife alınıp horlanacağı korkusuyla
bu ismi almağa gönlü razı olmadığından, bu emre uymamış, babasının verdiği ismi
taşımaya devam etmiştir.
Metinde geçen
"artık bundan sonra bize (devamlı olarak) üzüntü isabet edecek"
cümlesi Buhari'nin rivayetinde "bundan sonra bizim ailemizde üzüntü ve
keder hiç eksik olmamıştır" anlamına gelen lafızlarla rivayet edilmiştir.
Buharî'nin bu rivayetinden de anlaşılıyor ki Hz. Hazn, Hz. Nebiin bu
tavsiyesini tutmadığı için, bir daha hayatı boyunca üzüntü ve kederden
kurtulamamıştır.
Musannif Ebû Davud'un
talikinden anlaşılıyor ki, Hz. Nebi "isyankâr" manasına geldiği için
"As" ismiyle Allah'ın güzel isimlerinden olan "Aziz" ismini
şiddet ifade eden "Atle" ismini, Allah'ın rahmetinden uzak anlamına
gelen "Şeytan" ismini hükmüne karşı gelinemez anlamına gelen ve
Allah'ın güzel isimlerinden olan el-Hakem" ismini, uzak ve karga anlamına
gelen "Gurab" ismini, ve "meteor (göktaşı)"anlamına gelen
"Şihab" ismini müslümana yakışan isimlerle değiştirmiştir. Bu
cümleden olarak Şihab ismini kırıklık, ufaklık, zayıflık gibi kulluğa delalet
eden manalar taşıyan Hişam ismiyle değiştirirken, Harb (Savaş) ismini Silm
(Sulh)la el-Muzdaci' (sırtüstü yatan) ismini, e-Münbeis (Hamleci ve atılımcı)
ismiyle, Afira (kuraklık) ismini, Hadıra (yeşillik) ismiyle Şi'bü'da-lale
(sapıklık yolu) ismini, Şı'bul-Hidâye (hidâyet yolu) ismiyle, Benü'z Zinye
(zina çocukları) ismini de yine Benü rişde (nikâh çocukları) ismiyle
değiştirmiş ve bu isimlerden uğur ve bereket ummuştur.
Bütün bu rivayetlerden
de anlaşılıyor ki, bir çocuğun anne ve baba üzerindeki ilk hakkı ileride
kendisi için utanç vesilesi olmayacak güzel bir isim vermeleridir.[